Davutoğlu: Cumhurbaşkanı adını konuşmanın zamanı geldi, tek aday çıkaracağız

Altılı Masa’nın çalışmaları ve cumhurbaşkanı adayı konusu ile ilgili açıklamalarda tespit edilen Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, tek aday çıkaracaklarını söyledi. Ortak cumhurbaşkanı adayı amacıyla mutabakat olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı içeriden ya da dışarıdan olsun genel başkanlar direkt olarak karar süreçler amacıylade imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar” diye konuştu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayına dair belirli konular üstünde uzlaşma sağladıklarını söyledi. Tek aday çıkaracaklarını kaydeden Davutoğlu, “Oyunun kurallarını koyduk, şu andan itibaren cumhurbaşkanı adını konuşmanın tam zamanı geldi. Dün isim konuşmadık ama vakitci konuştuk” dedi.

Altı önderden birinin cumhurbaşkanı olması halinde başka önderlerin alacağı yetkiler üstüne karar aldıklarını kaydeden Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı içeriden ya da dışarıdan olsun genel başkanlar direkt olarak karar prosesler içerisinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. İster içeriden ister dışarıdan olsun genel başkanlar imza yetkisine sahip olacak” diye konuştu.

Davutoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programına misafir oldu. Burada, Altılı Masa’nın dün (5 Ocak Ayı) gerçekleştirdiği onuncu toplantı üstüne konuşan Davutoğlu, cumhurbaşkanlığı adayı, belirleme vakitci ve ardından amacıyla değerlendirmelerde bulundu.

“Oyunun kurallarını koyduk, şu andan itibaren cumhurbaşkanı adını konuşmanın tam zamanı geldi” ifadelerini kullanan Davutoğlu, dünkü toplantıda aday amacıyla isim konuşulmadığını fakat vakitcin konuşulduğunu aktardı.

detay
Altılı Masa 10’uncu kez toplandı: Aday belirlenmesi amacıyla görüşmeler başlıyor

“GENEL BAŞKANLAR İMZA YETKİSİNE SAHİP OLACAK”

Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“(Altı önderden birisi cumhurbaşkanı adayı olursa beş önder başkan muavini olacak mı?) Bu konuyu netleştirdik. Kurumsal olarak cumhurbaşkanı ve yardımcılarının bir ortak proses ile cumhurbaşkanı ve yardımcılarının çoğunluklu bulunduğu bir yapı olacak. Cumhurbaşkanı içeriden ya da dışarıdan olsun genel başkanlar direkt olarak karar prosesler içerisinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. İster içeriden ister dışarıdan olsun genel başkanlar imza yetkisine sahip olacak. Bu büyük bir teminattır.

Bir proses idaresi yapıyorsanız arada çıkacak engelleri, bir grup alan okumaları öngörmeniz ve onu aşa aşa yol almanız gerekir. Bir anda çok iyimser olmak ya da bir anda çok karamsar olmak doğru değil. Realist olmak lazım. Gerçekçi olmak lazım ama vizyoner olmak lazım. Karamsarların dünyası kapkara bir şeydir. O handikapa girerseniz çıkamazsınız. Ben hayatımın hiçbir saatinde karamsar olmismim. Zor tahammül edilen şeyler yaşadık.

“HERKES ZİHNİNDEKİ HER ŞEYİ MASAYA KOYDU”

Köklü bir şeyin içerisinden gelen akımlar bir araya geliyor masa etrafında, dün 10 saate yakın birlikteydik. Karşılıklı çok içten diyaloglar oldu. Neler yansıdı dışarıya bilemiyorum. Önemli olan burada açık cesur konuşabilmek. Ne yaptık bir sene içerisinde onun muhasebesini yaptık başlangıçta. Herkes zihnindeki her şeyi masaya koydu. Bir sene evvelce neredeydik, şu anda neredeyiz, nereye gidiyoruz. Bir sene bitmiş oldu. Altılı masa olmasaydı ne olacaktı? Bir doğrultuda baskılarıyla, medya amborgasıyla, sokak cinayetleriyle, estirdiği terörle bir iktidar var. Diğer doğrultuda dağınık bir mudurumafet tablosu… Bu iyi mi olurdu? Herkese tek tek uğraşıp, bir yerlere mahkum edecek. Birine ‘CeHaPe zihniyeti’ diyecek, bize ‘Hain’ diyecek… Böyle bir tablodan bir umut ışığı doğdu, psikolojik bir iklim değişiklığı oluşturdu bu masa. Bu değişim beni umutlu kılıyor. Dün bile bizim toplantı evveli beni heyecanla arayanlar ‘Masayı bir arada tutabilecek misiniz?’ diyor. Niye bu kadar telaşlanıyorsunuz? Problem yok değil, olacak ama sıkıntılar aşılmak amacıyla vardır.

“TÜRKİYE’Yİ BİR KİŞİ KURTARMAYACAK”

Bir şey inşa etmeye çalıştım devletin içerisinde. Temiz siyaset, kurumsallaşma, büyük bir gelenek inşa etmeye çalıştım. Olmadı zira günlük çıkarları olanlar bizi engellediler. Bugün sokak çetesi olanlar bizi engellediler. Cumhurbaşkanı adayı olacak diye soruldu. Adaydan başlanmazdı, başlasaydık cumhurbaşkanlığı hükümet düzeneğinin tuzağına düşmüş olurduk. Hayır Türkiye’yi bir şahıs kurtarmayacak, herkes bunu kafasına koysun.

Geçen sene yayınladığımız asli ilkeler ve amaçlar metni var. 10 maddede zemini oluşturduk. Devletin mimari iskeletini parlamenter sistem modeliyle oluşturduk. Bu binaya bir sigorta lazımdı o bölgeye seçim güvenliğini koyduk. Anayasal reformla hukuki çerçevesini oluşturduk. Kurumsal reformlarla işlevselliği oluşturduk. Şimdi iki metin dün kabul edildi. Ben iki tur yaptım bu sefer, bir değil. Sebep şu, o metinler oluşurken her ismimda gidip danıştım.

(Altı önderden birisi cumhurbaşkanı adayı olursa beş önder başkan muavini olacak mı?) Bu konuyu netleştirdik. Kurumsal olarak cumhurbaşkanı ve yardımcılarının bir ortak proses ile cumhurbaşkanı ve yardımcılarının çoğunluklu bulunduğu bir yapı olacak. Cumhurbaşkanı içeriden ya da dışarıdan olsun genel başkanlar direkt olarak karar prosesler içerisinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. İster içeriden ister dışarıdan olsun genel başkanlar imza yetkisine sahip olacak. Bu büyük bir teminattır.

Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın Akşener bir akşam yemeği yedi ne senaryolar üretildi. Kimler, neler söyledi… Ben o sırada ‘Biz bunu çözeriz’ dedim. Çünkü hiçbirimizin sorunu bir bireyin sorunu değil. (Altılı masayı alana getiren ortak bir cumhurbaşkanı adayıyla Erdoğan’ın karşısına çıkmak) Mutabakat var, kesinlikle var. Dünkü mutabakatta yine teyit ederek şunu söyledik. Tek aday çıkaracağız. Ortak politikalar metni çıkarttık, hangi alanda ne uygulanacağı var. Sayın Akşener’in ev sahipliğinde yapacağımız toplantıya kadar lansman hazırlıkları tamamlanacak. Ocak Ayı sonucunda da bu takvim bitmiş olacak. Bizim zihnimizde bir takvim var. İktidar istedi ki bu takvimi öne alalım. 6 ay evvelce biz bir cumhurbaşkanı adayı belirleme etseydik ne olurdu biliyor musunuz? Gelen cumhurbaşkanı kendisinin Erdoğan gibi bir yetki kullanacağını düşünürdü ve kesinlikle çatışırdık. Şimdi çatışma çıkmaz. Biz altı şahıslik bir grupız, seni kaptan yapıyoruz ama oyunun kuralları belli.

“KENDİ MAHALLELERİMİZLE YÜZLEŞTİK, HESAPLAŞTIK”

(Sembolik bir cumhurbaşkanı mı?) Sembolik değil. İstişare edeceğiz diyoruz. Güç kullanmayacak diye bir şey yok ama o kuvveti kullanırken şahsını, çevresini düşünmeyecek milleti düşünecek. Bir buçuk sene emek verdik altı önder. Kendi mahallelerimizle yüzleştik, hesaplaştık. Tüm çileyi çektikten sonra bu iktidarın şahsen gerçekleştirdikleri baskıyı bilseniz… Olabilecek en kaba davranışları gördük. Çocuklara bir şey gerçekleştirmek o kadar ağır ki, bunu yaşadı bizim çocuklarımız ve yaşıyorlar hala. Yeni bir şey. Bunu yapanlar çocuklarımızın amca, teyze diye baktığı insanlar.

Oyunun kurallarını koyduk, şu andan itibaren cumhurbaşkanı adını konuşmanın tam zamanı geldi. Dün isim konuşmadık ama vakitci konuştuk.

Şu an Meclis’te çoğunluk olmadan cumhurbaşkanı yürüyemez. Yarın Bahçeli-Erdoğan ayrılsın bilhassa bütçe kalemlerinde hiçbir ismim atamaz duruma gelir. Meşhur uçakların kalkması bile imkânsız duruma gelir.

Tarih nehrine akarken, nehrin içerisinde akıyoruz biz. Nehri kavramak ve yön vermek halindeyız hem de içerisinde akacağız. Bu kadar milletin bize tanıttığı imkanlardan sonra her şeyi gördük. Bu saatten sonra şahıssel bir hesabımız olamaz. Her vakitcin içerisinde yaşismim. Bu yönden bakınca tam da doğru yer burası. Kutuplaştırma ile iktidar olmak çok kolay. Biz tüm bu akımları bir nehre akıtacağız. O ırmak Türkiye nehri.

İktidar kutuplaştırmak istiyor, biz birleştirmeye çalışacağız. İktidar çetelerle, mafyatik yapılarla iktidarını sürdürmek istiyor, biz demokratik hukuk devletini inşa edeceğiz. İktidar yolsuzluklarla güç, para biriktirmeye çalışıyor biz temiz siyaseti ihya edeceğiz.

"SİNAN ATEŞ CİNAYETİ"

Bir kez daha rahmet diliyorum Sinan Ateş’e. Görüşler değişik olabilir ama bu ülkeye kendini adamış. Dün uzun vakit bunu değerlendirdik masada. Yani nereye gidiyoruz? Bu hususta tecrübelerimizi paylaştık. Sayın Kılıçdaroğlu sol gelenekten birisi, 70’li seneleri düşünün. Sayın Akşener’in ağabeyi ülkücü camianın en mühim öncülerinden birisi. Biz muhafazakar çizginin bir yerinde etkimiz var. Sayın Karamollaoğlu aynı şekilde. Aynı sıralarda ülkücü bir arkadaşın da devrimci bir arkadaşın da nasıl öldüğünü gördüm ben. Bir sağdan bir soldan diye yaş büyütüp idam yaşadı bu memleket. 28 Şubat’ta gözümün önünde akademik hayatta hekime öğrencisi bir bayanın nasıl ağlayarak başörtüsünün çıkarttırıldığını gördüm.”